11 Ocak, 2009

Ayakta Kal Yakında Sinemalarda

AYAKTA KAL, 16 OCAK 2009’DA SİNEMASEVERLERLE BULUŞMAYA HAZIRLANIYOR
Yapımcılığını FARUK AKSOY ve MURAT AKDİLEK'in üstlendiği, yönetmenliğini ADNAN GÜLER'in yaptığı "AYAKTA KAL" adlı gençlik filmi 16 Ocak 2009’da sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.

Fragmanı sinemalarda ve internet ortamında büyük beğeniyle izlenen filmde MEHMET ASLAN, SİNEM KOBAL, IRMAK ÜNAL, OKAN KARACAN, OĞUZHAN YILDIZ, EMRE TETİKEL ve kalabalık bir genç oyuncu kadrosu yer alıyor.

Türkiye’nin ilk gençlik-dram filmi olma özelliğine sahip olan ve 200 kopya olarak vizyona girecek olan ‘AYAKTA KAL’da devlet lisesinde okuyan fakir öğrenciler ile kolejde okuyan zengin öğrencilerin yaşadıkları sınıf çatışması anlatılıyor. Tüm gençlerin kendi şartlarında ayakta kalma mücadelesinin işlendiği filmde kazana tek şey var, o da AŞK.

Fakir bir liseli öğrenciyi canlandıran Mehmet Aslan ile zengin kolej öğrencisini canlandıran Sinem Kobal’ın aşkı, çatışmayı körükleyen nedenlerin başında geliyor. Tarafların karşılıklı güç gösterisi, devlet okuluna atanan bir matematik hocasının öğrencilere aşıladığı umut sayesinde yürekli olanın kazanacağı bir oyuna dönüşüyor..

Birçok duyguyu içinde barındıran, sürprizleri, komedisi, dramı ile türüne göre bir ilke imza atacak olan filmi UIP dağıtıyor…

Sinem Kobal Ayakta Kal Söyleşisi

SİNEM KOBAL İLE "AYAKTA KAL" SÖYLEŞİSİ

'Çocuk oyuncular neden ayakta kalamıyor?' sorusunu son döneminen popüler çocuk oyuncusu Sinem Kobal yanıtladı: Onların egoları yaşlarının aksine fazla oluyor. Allah kaderimi benzetmesin! ..

Zeynep Değirmencioğlu, Parla Şenol, İlker İnanoğlu, Sezer İnanoğlu, Menderes Utku, Mesut Çakarlı ve Furkan Kızılay... Ortak özellikleri rol aldıkları sinema filmleri ve TV dizilerindeki rolleriyle dönemin en popüler isimleri arasında yer almaları... Bir diğer ortak özellikleri ise çocukken yaptıkları dünden bugün eser kalmaması...

Şimdilerde adından sıkça söz ettiren Sinem Kobal da sanat kariyerine aynı bu isimler gibi başladı. 13 yaşında 'Dadı' ile başladığı oyunculuk serüvenine sekiz yılda altı televizyon dizisi, üç sinema, yedi reklam filmi ve altı televizyon programı sığdırdı. Sinem Kobal'la çocuk oyuncu olmanın zorluklarını ve 16 Ocak'ta vizyona girecek olan 'Ayakta Kal' filmini konuştuk.

HAYRANLARIMLA BÜYÜDÜM

* Sürekli çocuk ve gençlik filmlerinin oyuncusu olarak anılmaktan endişe etmiyor musunuz?

Hayır, hiç etmiyorum. Yapışıp kalması aslında iyidir. İşimi hakkıyla yaptığımı gösterir. Her işte aynı başarıyı gösterirsem, her karakter bir sonraki işime kadar üzerime yapışır.

* Çocuklardan oluşan hayran kitleniz eminim bir an önce büyüyüp daha fazla özgür olmak istiyorlardır. Peki sizin büyümenizi kabul edip, özgürlüğünüzü yaşamınızı kabul ediyorlar mı?

Onlarla birlikte büyüyoruz. Ben her yaşta ne hissediyorsam onlar da onu hissediyor, ne yaşıyorsam onu yaşıyorlar. Hangi yaşta sinemada veya televizyonda hangi karaktere bürünürsem bürüneyim 13 yaşından bu yana birlikte büyüdüğüm hayranlarımın beni takip edeceklerine ve izleyeceklerine inanmak benim için büyük bir lütuf. Olgun rolleri canlandırdığım zaman onlar da olgun olacağı için birbirimize hiç yabancılık çekmeyeceğiz.

* Çocuk oyuncuların ortak özellikleri belli bir yaştan sonra ortalıktan kaybolmalarıdır. Siz bir endişe yaşıyor musunuz?

Evet, geçmişte çocuk oyuncuların belli yaşlardan sonra işlerine devam edememelerine oldukça sık tanık olundu. Elbette o endişeyi bende yaşadım. Kendimi kabul ettirmem de hiç kolay olmadı. Tutunmak da elbette hiç kolay değil! Çocuk yaşlarda bilinçli düşünmek mümkün olmadığı için egoların yükselmesi oldukça kolay. O egoya sahip olmaya gör bir kere... Yapılması gereken şeyler ya yapılamıyor veya yanlış yapılıyor. Kanımca kaybolan çocuk oyuncular bu yanılgıya düşüyorlar. Allah, kaderimi sonraki yaşlarında kaybolan çocuk oyuncuların kaderlerine benzetmesin! Cidden oldukça yıpratıcı bir durum... Egoları yaşlarının aksine yüksek olan çocuk oyuncuların ayakta kalmaları mümkün değildir.

* Sizin o yanılgıya düşmemenizin nedeni nedir? Zeka mı, yoksa şans mı?

Benim en büyük şansım, ailemin bu konuda oldukça bilinçli olmasıdır. Onlar bana bu konuda çok destek oldular. Bakış açımı bana onlar verdi. Dört yaşında baleye başlamamın da büyük etkisi oldu. Bale, bana egoları kontrol etme eğitimini verdi. Beni kurtaran düşünce tarzı, işimin getirdiği doğal şöhretin büyüsü içinde önüme çıkan yalancı güzelliklere kanmamak oldu. Bu yalancı güzellikler yerine işimi en iyi şekilde yapmanın mutluluğunu yaşadım. Böylelikle şöhretin getirdiği büyünün tuzaklarına düşmedim.

* Bugüne kadar gençlere yönelik yapımlarda yer aldınız. 'Esas kız' karakterine bir özlem duymuyor musunuz?

Henüz 21 yaşındayım ve yaşımın gerektirdiği işleri yapmak istiyorum. Daha büyük yaşların rollerini daha sonra da oynayabilirim.

* Türkan Şoray, Filiz Akın sizin yaşınızda çoktan 'Esas kız' olmuştu...

Evet, sinemamızın dört yapraklı yoncası benim yaşlarımdayken kameranın karşısına 'esas kız' olarak geçmişlerdi. Ama şartlar zamana göre değişiyor.

* Çocuk oyuncuların ilerleyen yaşlarında çeşitli buhranlı dönemler yaşadığı gözleniyor. Siz, bunun için bir uzman yardımı alıyor musunuz?

Hayır, almıyorum. Yaptığım işin büyüsüne kapılmadığım sürece ileriki yaşlarımda da bir sorun yaşayacağımı düşünmüyorum.

* Küçük yaşta para kazanmak bir özgüvene mi neden oluyor yoksa 'Küçük dağları da büyük dağları da ben yarattım' havasının esmesine mi?

Kişisine göre değişiyor. Ailem kazandığım parayı değerlendirirken hep bana 'Geleceğin kazandığın paralarda değil, aklında ve haddini bilmekte' diye söyler.

* 'Nefes Nefese'den sonra bir daha liseli karakterlerini canlandırmayacağınızı söylemiştiniz ama 'Ayakta Kal'da yine bir liselisiniz. Neden?

Faruk Aksoy bana 'Ayakta Kal' için rol teklif ettiğinde büyük konuştuğum için kendimi kınadım. Çok büyük konuştum. 'Ayakta Kal', o kadar güzel bir proje ki; hayat mücadelesi veren gençlerin öyküsünü anlatıyor.

* Sizce gençliğin gelecek kaygısından sonra en büyük sorunu ne?

Kanımca en büyük sorunumuz sahip olduğumuz bilgileri nerede ve nasıl kullanacağımızı bilmememiz. Kullanamadığımız bilgiler de psikolojik sıkıntı yaratıyor. Benim bir diğer gözlemim de şu; iş verenler bilgili adam değil, deneyimli adam arıyor.

GÜLDÜRÜP, AĞLATACAĞIZ

* 'Ayakta Kal' ile gençlerin bu tür sorunlarına mı değindiniz?

Film, gençlerin hayatta kalma mücadelesini ve aşk hikâyesini anlatacak. Hem güldürüp hem de ağlatacak. Günümüzde çok fazla gençlik filmi yapılmıyor. Son 10 yılda sadece 'Okul', 'Sınav' ve 'Ayakta Kal' çekildi. Böyle bir cesareti Sinan Çetin, Murat Akdilek ve Faruk Aksoy gösterdi. Bu filmin gişede başarılı olmasıyla gençlik filmlerine ağırlık verileceğini düşünüyorum.

Arım Balım Peteğim'de Olay

Star Tv'de yayınlanan ve sunuculuğu Petek Dinçöz'ün yaptığı Arım Balım Peteğim programında tokatlama olayı yaşandı. Programa katılan ve insanlara şifa dağıttığını öne süren Sina isimli bir kadın kendisini şarlatanlıkla suçlayan ünlü psikolog Alanur Özalp’e canlı yayında tokat attı.

Canlı yayın sırasında elinde şifa olduğunu ve eliyle insanlara şifa dağıttığını iddia eden Sina adlı kadına sinirlenen ve kendisine Özalp, “Böyle şeylere kesinlikle inanmıyorum. Bunlar şarlatanlık” diyerek tepki gösteren psikolog Alanur Özalp saldırıya uğradı. Stüdyoda bulunanların şaşkın bakışları arasında Özalp'ın üzerine yürüyen şifacı psikoloğu tokatladı. Olay sonrasında sakinliği koruyan ve programdaki şifacı konuğu bir hasta olarak kabul ettiğini söyleyen psikolog Özalp şunları söyledi: “Ben onu bir hasta olarak gördüm. Bu yüzden tepki göstermedim”

Programa konuk olan seyircilerden büyük tepki gören Sina isimli kadın yuhalandı. Programın sunucusu Petek Dinçöz'de çok üzgün olduğunu belirterek, sakinliğini koruyan psikoloğa teşekkür etti ve kendisini bir doktor gibi davranması nedeniyle kutlayarak şunları söyledi: "Alanur Hanım çok sakin ve tam bir doktor gibi davrandı. Çok asil bir duruş sergiledi ve büyük sabır gösterdi.”

Fahriye Evcen Özcan Deniz'den ayrıldı

Yaprak Dökümü dizisinin Necla karakteri Fahriye Evcen bir süredir beraber olduğu Özcan Deniz'den ayrıldı. Aslen Almanya doğumlu olan ve bu ülkede eğitim gören Fahriye Evcen'in ailesi Almanya'da yaşıyor. Almanya'daki Evcen ailesi bir süre önce kızlarını ziyaret etmek için Türkiye'ye geldi. Türkiye'ye gelen ailesine bir yemek veren güzel oyuncu, yemekte bulunmayan ve yoğun işlerini neden gösteren Özcan Deniz'e çok içerledi.

Özcan Deniz'in aile yemeğine katılmayışının ardından ünlü sanatçıdan ayrılma kararı alan Fahriye Evcen'in bundan sonra Deniz'le tekrar biraraya gelip gelmeyeceği merak konusu. Ünlü ikili bir süredir mutlu bir çift tablosu çiziyor ve gelecekteki mutlu bir beraberlik için ümit veriyorlardı. Günaydın gazetesinin haberine göre Fahriye Evcen - Özcan Deniz aşkı üç hafta önce bitti ve ikili o tarihten beri görüşmüyor.

Osmantan Erkır, Ebru Gündeş'i Hala Seviyor

"Popstar Alaturka" programının yapımcısı Osmantan Erkır, Ebru Gündeş'i hala sevdiğini ve unutamadığını açıkladı. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan ünlü yapımcı ve sunucu, Ebru Gündeş'le 1,5 yıl süren harika bir ilişkileri olduğunu ve onu unutamadığını söyledi. Osmantan Erkır "Onu hala çok seviyorum, duygular öyle çabuk ölmez zaten" şeklinde konuştu. Ebru Gündeş'in bu açıklamalar karşısında ne diyeceği ve nasıl bir tavır takınacağı merakla bekleniyor.

"Popstar Alaturka" isimli Türk Sanat Müziği yetenek yarışmasında beraber görev yapan ikili görenleri kıskandıran ateşli bir aşk yaşıyorlardı. Programda Erkır yapımcılık ve sunuculuk, Ebru Gündeş ise jüri üyeliği görevlerini üstlenmişlerdi.

Hülya Avşar: Çocuk İstiyorum

Kardeşi Helin Avşar'la birlikte katıldığı bir radyo programında konuşan Hülya Avşar çocuk sahibi olmayı istediğini söyledi. Hülya Avşar, Radyo Pink'te program yapan kardeşi Helin Avşar'ın "Hell Inn" adlı programına katıldı. Esprili bir ortamda geçen programda Hülya Avşar çocuk sahibi olmak için yaşının uygun olduğunu, kısmet olursa çocuk sahibi olmak istediğini belirtti.

Tek çocuk sahibi olmasının bir hata olduğunu söyleyen Hülya Avşar, şu ana kadar dört beş çocuğunun olabileceğini söyledi. Kardeşi Helin Avşar'ın esprili bir şekilde kendisinin ablası mı annesi mi oldğunu sorması üzerine konuşan ünlü sanatçı "Canım artık herkes biliyor artık annen olduğumu. Aramızdaki yaş farkına bakılacak olursa, aslında olurmuş da yani. Biraz sıksaydım bu yaşta bir çocuğum olurdu benim yani" şeklinde yanıt verdi.

SAADETTİN SARAL'LA EVLİLİK YAKIN

Yaz aylarına doğru sevgilisi Saadettin Saral'la evlenmeyi düşündüğünü söyleyen Avşar kızı her an, her saniye kendisinden bir evlilik haberi alabileceğimizi söylemeyi de ihmal etmedi. Böylece Hülya Avşar'ın Saadettin Saral'la evlenmiş olduğu yolundaki dedikodulara da açıklık getirmiş oldu.